Medikal cilt bakım uygulamaları günümüzde hem kadınların hem de erkeklerin oldukça ilgisini çekmektedir. Vaat ettiği sonuçlarla herkesi memnun edebilen medikal cilt bakım uygulamaları arasında çeşitli işlemler bulunur.
Hydrapower MD ile Cilt Bakımı
Hydrapower MD, insanların cilt bakımı konusunda bildiklerini yeniden düzenleyen oldukça başarılı bir uygulama olarak ön plana çıkmaktadır. Pek çok farklı cilt problemine aynı anda çözüm bulabilmesi adına da sıklıkla tercih edilen uygulamalardan bir tanesidir.
Hydrapower MD Nasıl Uygulanır?
Hydrapower MD uygulaması yaklaşık olarak 30 dakika sürmekte ve 3 aşamadan oluşmaktadır. Bunlardan ilkinde temizleme ve peeling yapılmaktadır. Bu işlemler esnasında cilt temizlenecek ve yabancı maddelerden, ölü hücrelerden başarılı şekilde arındırıyor. İkinci aşama olan nemlendirme ve estraksiyon işleminde ise gözeneklerin temizlenmesinden sonra hyalüronik asit birleşenleri yardımı ile cilt nemlendirilmektedir. Son aşamada olan onarma ve koruma işleminde ise cilt parlaklığının arttırılması ve çok daha sağlıklı bir cilt için antioksidan ve peptitler ile cildin beslenmesi sağlanıyor. Gerçekleştirilmekte olan bu aşamaların tamamı patentli bir teknolojiye sahip olan bir başlık ile gerçekleştirilmektedir. Uygulamanın güçlendirilmesi adına cihaza entegre lenfatik drenaj tercih edilmektedir. cihazda yer alan mavi ve kırmızı LED terapi başlıkları kullanılarak uygulama sonlandırılmaktadır. Mavi LED Terapi yağlı ciltlerde aknelerin oluşmasına neden olan bakterilerin azalmasına yardımcı olurken kırmızı LED Terapi ise elastin – kolajen sentezinin artmasına yardımcı olmaktadır.
Hydrapower MD Uygulaması Ne İşe Yarar?
Yapılacak olan Hydrapower MD uygulamasının hemen sonrasında cilt tonunda düzelme ve aydınlanma durumu gözle görülür şekilde ortaya çıkmaktadır. Cilt çok daha sağlıklı bir görünüm alırken girdap etkisine sahip olan başlık ile beraber cilde uygulanacak serum ve solüsyonlar ise uygulamanın sonrasında cihazın arkasında yer alan haznede birikmektedir. Öyle ki düzenli olarak cilt bakımını yapmakta olan kişiler bile burada biriken bulanık görüntüyü gördükleri zaman asla ciltlerinin sandıkları kadar temiz olmadıklarını anlamış olacaklardır. Bunun en büyük nedenlerinden biri ise her an toksikler ile karşı karşıya kalmış olmamız. Hydrapower MD uygulaması ile beraber ise ortaya çıkacak olan sonuçların uzun süre kalıcı ve etkili olabilmesi adına peptitler, antioksidanlar ve aydınlatıcı içerikli günlük bakım ürünleri ile destek yapılması gerekmektedir.
Hydrapower MD Uygulamasının Avantajları Nelerdir?
Uygulama her yaştan kişiye ve her cilt tipine sorunsuzca uygulanabilmektedir. Herhangi bir şekilde ağrı, sızı ya da acı hissedilmeden işlem tamamlanır. Cilt tahriş olmaz ve kızarıklık, ödem ya da şişlik gibi sorunlar meydana gelmez. Derinlemesine temizlik yapılacağı için etkisi uzun sürmektedir. Uygulamanın sonrasında cilt pürüzsüz ve parlak bir görüntüye sahip olacaktır. Cildin nefes almasını sağlar ve sağlıklı bir görüntü ortaya çıkar. Cilt tonunda meydana gelen dengesizliklerin giderilmesi sağlanır. Genişlemiş gözenekler daralırken siyah nokta, akne ve lekelerin temizlenmesi sağlanır. Ciltte ortaya çıkan ince çigi ve kırışıklıkların giderilmesinde son derece etkilidir. Ciltteki nem dengesi korunur, aşırı yağlanmanın önüne geçilir.n Ciltteki elastikiyeti arttırılır. Yaklaşık olarak 30 dakika içerisinde bütün işlemler tamamlanır. Her mevsim rahatlıkla uygulanabilir. Uygulamanın sonrasında normal hayata sorunsuzca dönülebilir.
Cildin var olan ihtiyaçlarına bağlı olarak bir hafta ara ile yaklaşık dört ila altı seans önerilmektedir. Çok daha sağlıklı ve ışıltılı bir cilde sahip olmak adına rutin bakım olarak her ay tekrarlanması da son derece uygundur.
Özellikli Bakım Gerektiren Cilt Tipleri Nelerdir?
Mat Cilt
Şikayetiniz cildinizin kimi zaman matlaşması ve ışıltısını yitirmesi mi? Genel olarak bunun pek çok farklı sebebi olabilir fakat stres, hava kirliliği, aşırı sıcak ya da soğuk hava ve yanlış beslenme bunun başlıca nedenleri arasında yer almaktadır. Enerjisini yitirmiş olan cildin özel bir bakıma ihtiyacı olmaktadır. Bu sorundan muzdaripseniz antioksidan içerecek bakım sorunlarınızı çözecektir.
Yıpranmış Cilt
Çevresel etkenler ya da mevsimsel değişimlerden ötürü yıpranacak olan cildinizin üst tabakasında ölü deri hücrelerinin yanı sıra yağ tabakası bulunmaktadır. Başta makyaj artıkları olmak üzere kirli hava ve sigara dumanı gibi çevresel etkenler ilerleyen zaman ile cildin üst tabakasını kaplamaktadır. Peeling ile beraber cildin üst tabakası temizlenecek ve böylece yerine taze derinin gelmesi sağlanacaktır. Alerjik ya da hassas cildi olmayan diğer cilt tiplerindeki kişiler haftada bir kere peeling ve maske gibi işlemleri yapabilir.
Yorgun Cilt
Sigara dumanı, stres ve mevsim değişiklikleri gibi etkenlerden ötürü cilt yorgun bir görünüme ulaşabilir. Yaşlı ve yorgun bir görünüme sahip olacak cilt ile genç cilt arasındaki en önemli farkların başında parlaklık gelmektedir. Hyaluronik asit ise berrak, canlı, enerjik bir cildin kurallarından biridir. Elastin ve kolajen içerecek olan bakım ile cilt güçlü ve sıkı bir görünüme erişmiş olacaktır.
Aşırı Hassas Cilt
Soğuk hava genel olarak cilt kızarıklıklarını arttırmaktadır. Kızarıklık sorunu ile karşı karşıya kaldıysanız, kızarıklığı baskılayacak tarzda bir bakım yaptırmanız gerekmektedir. Cilt damarlarındaki aşırı duyarlılık, mevsimsel değişiklikler, uyku düzensizliği, ciltteki koruyucu tabakanın incelmesi ciltte meydana gelmekte olan kızarıklığın başlıca nedenleri içerisinde yer almaktadır.
Lekeli Cilt
Ciltte lekelenmenin oluşmasında pek çok farklı neden ön plana çıkmaktadır. Genel olarak lekeler deriye rengini vermekte olan melaninin belirli bölgelerde çok daha fazla birikmesi sonrasında oluşmaktadır. Kimi ilaçlar, güneşin zararlı ışınları, parfümlerin aktif maddeleri gibi etkenler ciltte lekelenmelere neden olabilmektedir. Ortaya çıkabilecek olan lekelere maruz kalınmaması adına yalnızca yaz değil aynı zamanda kış aylarında da güneş koruma faktörü yüksek olan krem kullanılmalı ve antioksidan içerikli bir serum ile cilt yenilenmelidir.
Güneş Koruyucu Seçimi Ne Kadar Önemli?
Cilt yaşlanması sorunu temelde ikiye ayrılır. İntrensek yaşlanma yaşa bağlı olan iken ekstrensek yaşlanma ise çevresel faktörlere bağlıdır. Kronolojik yaşlanma kaçınılmaz bir durum iken ekstrensek yaşlanmaya sebep olan etkenlerin büyük bir kısmı güneş ışınlarına bağlı olduğu için kimi zaman foto yaşlanma olarak da tanımlanabilmektedir. İnsanlar ciltlerine ne kadar işlem yaptırıyor olurlarsa olsunlar, yaz mevsimi başladığı zaman cildin korunmasının önemi çok daha fazla artış göstermektedir.
Güneşten dolayı oluşan ultraviyole radyasyon hiperpigmente, leke ve kırışıklıklara sebep olan en önemli ekstrensek faktör olarak bilinmektedir. Bundan dolayı kesinlikle cilde uygun olacak bir güneş koruma ürünü her mevsim düzenli olarak kullanılmaktadır.
İdeal bir güneş koruyucu;
Hem UVA hem UVB ışınlarının stratum corneum yüzeyi üzerinden filtre edilerek epidermis ya da dermise penetrasyonu engellemelidir. UV ışınlarını deri yüzeyinde dağıtmalıdır. Derinin yüzeyinde çinko oksit ya da titanyum dioksit tarzı moleküllerin bariyer oluşturarak radyasyonu yansıtması gerekmektedir. Solar radyasyona maruz kalacak olan deride oluşacak reaktif oksijen türlerinin C vitamini, E vitamini ve diğer oksidanlar ile sağlanarak zararlı etkilerin en aza indirilmesi gerekmektedir. Güneş koruyucu üründen istenilenlerin alınabilmesi adına ideal fiziksel ve kimyasal ajansların kombinasyonuna sahip olmalı, geniş spektrumlu ve kozmetik açıdan da kabul edilebilir olmalıdır. Aynı zamanda hipoallerjenik, dayanıklı ve ekonomik olmalıdır.
Güneş Koruyucular Nasıl Kullanılır?
İnsanların güneş koruyucuları konusunda yapmakta oldukları en büyük hataların başında, bunları sadece yaz aylarında ve tatilde kullanmalarıdır. Bunun yanı sıra birçok kişi güneş koruyucu ürünleri az miktarda ve yalnızca sabahları kullanmakta, bunun tüm gün onlara yeteceğini düşünmektedir. Yapılmakta olan incelemeler esnasında da görülebileceği üzere koruma faktörünün başarılı şekilde etki edebilmesi adına 1 çay kaşığı kullanılması yeterlidir. Fakat insanlar genel olarak yetersiz kalınlıkta olacak şekilde ürünleri kullanmakta, böyle olunca da arzu edilen korumanın yalnızca %20 ila %50’si elde edilebilmektedir.
Güneş koruyucu üründen maksimum oranda etki elde edebilmek adına krem tüm yüze eşit olarak dağıtılmalı, güneşe çıkılmadan önce iyice kuruması beklenmelidir. Aynı zamanda her 2 saatte bir ya da yüzme, terleme ve her silinmeden sonra tekrardan sürülmelidir.
Bununla beraber;
Saat 10.00 ila 15.00 arasında yoğun güneş altında bulunulmamalı. Güneşten koruması adına şemsiye, şapka, güneş gözlüğü gibi koruma oranı yüksek ürünler kullanılmalıdır. Geniş korumalı gözlükler ise asla ihmal edilmemelidir. İdeal bir güneş koruyucu ürünün içerisinde cilt hasarları ile güneş yanığı gibi sorunların ortaya çıkmasına neden olan ultraviyole A ve ultraviyole B filtrelerinin olması önemlidir. bu8nunla beraber kızılötesi ışık için de filtre içermelidir. Ultraviyoleye bağlı olarak deride oluşacak oksidatif ürünlerin meydana gelebilecek zararlı etkilerinin en aza indirilmesini sağlayacak maddeler içermelidir. Bunlarla beraber cilt ile uyumlu olup partikül bırakmamalı, yağlanma ve renk değişikliği yapmayacak dokuya sahip olmalıdır.
Dermokozmetik Ürünler
Farklı cilt problemlerinin çözümü adına kullanılmakta olan ilaçların yeterli gelmemesi durumunda ilaçlara ek olarak ya da tek başlarına kullanılmaları adına gerek medikal gerekse kozmetik olarak cilt sorunlarının çözümü adına kullanılmak adına formüle edilmiş; üretimleri, formülasyonları, klinik deneyleri ve kalite kontrolleri aynı ilaçlar kadar hassas şekilde ve bilimsel kurallara göre üretilmiş saç, cilt ve vücut bakım ürünleri olarak tanımlanmaktadır.
Dermokozmetik ürünler asla ilaç değildir. Ancak kimi kozmetik cilt sorunlarında ilaçlarla yapılacak tedavilerin arzu edilmeyen yan etkilerini azaltmak, ilaç tedavilerine destek olmak, kendi başına çözüm olmak ya da tedaviyi bütünlemek için kullanılabilmektedirler. Kimi estetik cilt sorunlarında ise yalnızca tek başlarına dahi yeterli sonuçları beraberinde getirebilmektedir.
Günümüzde dermokozmetik ürünler farklı etken maddeleri içermektedir. Var olan bu etken maddelerin olumlu etkileri ile beraber olumsuz etkileri de bulunabilmektedir.
Akne ya da yağlanmaya meyilli bir cilde sahipseniz ve buna rağmen yağlı ve yoğun nemlendirici içermekte olan bir dermokozmetik ürün kullanmayı tercih ederseniz, çok daha fazla akne ve yağlanma sorunu ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Böylesi sonuçların ortaya çıkmaması adına öncelikli olarak cilt tipinizi iyice tanımalı, sonrasında da buna uygun dermokozmetik ürünler tercih edilmelidir.
Bu ürünler ile bakım, kollajen gibi etkenler uyarılırken aynı zamanda deri rengi eşitlenir, hidrasyon arttırılırken yaşlanma sürecinin de farklı aşamaları hedeflenir. Ayrıca bu ürünler cildi UV ışınlarından ve serbest radikallerden de korur.
Etken Maddeler
Retinoidler; akne, hyperpigmentasyon ve fotoyaşlanma durumlarında sıklıkla tercih edilen en canlandırıcı ve etkili ürünler arasında yer alır. A vitamini türevleri olup etkisini 1 ayda ortaya çıkartırken 3 ay içerisinde ince kırışıklıkları ve hyperpigmentasyonu azaltır.
Büyüme Faktörleri; Kollajen başta olmak üzere diğer hücre dışı matrix fibroblast sentezini uyarmakta olan epidermal büyüme faktörünü içermektedir. 3 ay düzenli kullanıldıkları takdirde deri hidrasyonu artmakta, erken yaşlanmış olan ciltteki hyperpigmentasyonu düzeltmektedir. Fotoyaşlanma sorununa sahip cildin tedavi edilmesi sırasında büyüme faktörü içerecek bir ürün tercih edilirse elde edilecek sonuçlara hızlıca ulaşılması sağlanmaktadır.
Nemlendiriciler; Dermisden epidermise su akşını hızlandırırken aynı zamanda epidermal bariyeri de değiştirir. Hyaluromik asit sıklıkla tercih edilen nem tutucular arasında yer almaktadır. Yeterli neme sahip olan cilt çok daha yumuşak ve sağlıklı bir hale gelir. Bununla beraber kırışıklıklarda azalma meydana gelir ve pürüzsüzlük ortaya çıkar. Lakin var olan bu etki geçici olup sadece nemlendirici kullanıldığı zaman zarfında görülmektedir.
Soyucular; Dış deri tabakasını inceltirken epidermal yenilenmenin de uyarılmasını sağlar. Kullanılacak olan diğer ürünlerin geçirgenliğinin de artmasını sağlar. AHA gurubu glikolik, laktik, mandelik asitler; BHA ise salisilik asitlerdir. AHA grubu yaşlanmış olan cildin tedavisinde ve nemlendirme için kullanılırken BHA grubu ise akne tedavisinde tercih edilmektedir.
Antioksidanlar; Genel olarak E ve C vitamini en fazla tercih edilmekte olan formlar olarak kabul edilmektedir. Cildi var olan serbest radikal hasarlara karşı korurlar. C vitamini bununla beraber melanin sentezinin artmasını da sağlarken hyperpigmentasyonu azaltmaktadır.
Güneş Koruyucuları; UV radyasyona maruz kalma oranını azaltır ve meydana gelebilecek olan cilt hasarlarına karşı etkili şekilde korur. SPF düzeyi ise UVB ışınlarına karşı koruma seviyesini gösterir.
Siz de medikal cilt bakım uygulamaları hakkında daha fazla bilgi almak istiyorsanız bize iletişim numaralarımızdan ulaşabilir ve randevu alarak uzman doktorlarımızla görüşebilirsiniz.